NARİN OLAYINDA SON GELİŞMELER

Gazeteci Emrullah Erdinç, Diyarbakır’ın Dicle eyaletinde 2020’de kaybolan 4 yaşındaki Miraç ile alakalı çok mühim bir ilerlemeyi duyurdu. Dosya raftan indirildi. Narin Güran cinayetini inceleyen Jandarma timleri, 2020 yılının, Kurban Bayramında kaybolan 4 yaşındaki Miraç Çiçek’e dair bilgiye ulaştı. Diyarbakır’a bağlı Dicle eyaletinde misafirliğe gittiği evin önünde oyun oynarken kaçırıldığı fikir edinilen kayıp Miraç, dosyası yine araştırmaya alındı. Önümüzdeki zamanlarda kayıp Miraç ile alakalı çok mühim ilerlemeler yaşanabilir.Gelişmeyi sosyal medya hesabından duyuran gazeteci Emrullah Erdinç, tahkîkatnın selameti yönünden bilginin ne bulunduğunu belirtmedi. Narin cinayetinin sonrasında Diyarbakır’da kaybolan çocuklar yine gündeme gelmişti.Narin’in öldürüldüğü Tavşantepe köyünde son 10 senede kaybolan çocukların ve ölümlerin yine araştırılması istenmişti. Diyarbakır’ın Dicle ilçesine bağlı Kelekçiler Köyü’nde 31 Temmuz 2020’de kaybolan ve kendisinden bir daha haber alınamayan Miraç Çiçek amacıyla İçişleri Bakanlığı beş şahıslik bir tahkîkat ekibi kurmuş, savcılığın 42 ayrı senaryo üstünde durduğu öğrenilmişti. Soruşturmayı takip eden Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları Merkezi’nden Avukat Emin Çoban, tahkîkat kapsamında Miraç’ın ortadan kalktığı bölümde altına bakılmadık taş, amacıylae bakılmadık su bırakılmadığını; bölümden geride bıraktığımız vasıtayların plakaları, etkileşim kayıtları dahil

tahkîkatnın çok hassaslikle yapıldığını fakat bir netice elde edilemediğini söylemişti. Çoban, Medyascope’a şunları anlatmıştı. “Bölgedeki şeker paketlerinde bile DNA araştırması yapılmış. Bir ihbar üstüne beton dökülen bir yerde beton kaldırılmış. Yani gerçekten çok çeşitli ve hassas bir tahkîkat yapılmış fakat şu ana kadar bir sonuca ulaşılmış değil. Şu ana kadar bir netice alınmaması nedeniyle vakitkli arama kararı ile dosyanın suçlusu meçhuller arasına konması sözhususu. Fail ve failler bulunmadığı amacıyla Miraç, şu anda Güvenlik Genel Müdürlüğü’nün kayıp çocuklar listesine alındı. Kişisel düşüncem Miraç’ın kaçırılmış olabileceği üstünedir.” AİLESİ TAZMİNAT DAVASI AÇMIŞ Diyarbakır Bağlar’a bağlı Tavşantepe Köyü’nde 21 Ağustos’ta kaybolduktan 19 gün sonra cansız vücudu belirleme edilen 8 yaşındaki Narin Güran tahkîkatsı devam ediyor. Olayla alakalı anne Yüksel, ağabey Enes ve amca Salim Güran’ın da aralarında bulunduğu 12 şüpheli tutuklandı. Akşam’daki habere göre, cinayetin aydınlatılması amacıyla çalışmalar devam eder iken Güran Ailesi’nin tazminat davası açtığı meydana çıktı. Güran Ailesi’nin sosyal medyadan oluşturulan paylaşımlara dava açması amacıyla tutuğu 12 avukatın, bugüne kadar 415 suç duyurusunda varbulunduğu öğrenildi. Avukatlar davalı tarafa arabuluculuk sistemiyle öneri gönderiyor,

kabul edenler Güran Ailesi’ne istenilen parayı ödüyor. Diyarbakır’ın Merkez Bağlar ilçesinin Tavşantepe Mahallesi’nde 21 Ağustos’ta kaybolan ve 8 Eylül’de Eğertutmaz Deresi’nde cansız vücuduna ulaşılan Narin Güran’ın öldürülmesine dair tahkîkat sürüyor. Peki, Narin’i kim öldürdü, katil bulundu mu? İşte, Narin Güran cinayetinde son durum… AMCA VE ANNENİN YASAK İLİŞKİ İDDİASI Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na yürütülen tahkîkat kapsamında tutuklu 12 şahıs arasında yer alan ve daha evvelce verdiği ifadede Narin’in cansız vücuduni dereye taşıdığını itiraf eden Nevzat Bahtiyar’ın savcılığa verdiği ifade de, amca Salim Güran’ın Narin’in annesi olan Yüksel Güran ile cinsel temas yaşadığına Narin’in görmesinden kaynaklı öldürdüğünü ileri sürdü. “Bir oda hariç bütün odaların kapıları kapalıydı. Evin içersinde anne Yüksel ile Enes, Eren ve Muhammed Güran dahil hiç kimseyi görmedim. Herhangi bir ses de duymadığım amacıyla odalarda olup olmadıklarını da bilmiyorum. Salim beni solda belirleme edilen odalardan birine götürdüğünde Narin’in yerde hareket etmeyen yatar vaziyette bulunduğunu gördüm. Hatırladığım kadarıyla Narin’in ağzında köpük şeklinde bir sıvı vardı. Salim bana, ‘Yüksel’le eş güdümlü bulunduğumuzu kız gördüğü amacıyla bu kızı ben öldürdüm. Artık sende benim suç ortağımsın. Bu hadisea şahit bulunduğun amacıyla bu cesedi yok edeceksin. Yoksa senin oğlunu gittiği futbol okulundan aldırır, kafasına sıktırırım. Bunu yok et ve sonrasında da sana 200 bin lira vereceğim.” Daha sonra Narin’in cesedin Salim ile eş güdümlü battaniyenin amacıylae bıraktığı öne vakitn Bahtiyar, Salim’i cesedi kucağına verdikten sonra ben de cesetle eş güdümlü evden ayrıldığını söyledi. Kapı önünde Narin’in terlikleri bulunduğunu dile getiren Bahtiyar, Salim’in söylemesi üstüne onları da alıp battaniyenin amacıylae koyduktan sonra aracına bırakmak amacıyla evime doğru gittiğini, ilk evvelce kendine ait ahıra pencereden cesedi bıraktığını dile getirdi. Sonrasında ahırdaki çuvalı aceleyle cesedin başından geçirdiğini izah eden Bahtiyar, fakat çuvalı bağlamadan, cesedi kendi aracının arka koltuk paspasına bıraktığını ve battaniyeyi de arkadan aracıyla gelen Salim’e verdiğini öne sürdü. İfadesinde, “Salim battaniyeyi kendi aracına bıraktı. Bana da, ‘Cesedi gerek görülürse parçala, sonra da Eğertutmaz deresine at” diyen Bahtiyar, “Bu sırada yukarıya doğru yani Arif Güran’ın evine doğru baktığımda Narin’in annesi Yüksel’in yüzünü ellerinin arasına alarak ağlayarak baktığını gördüm. Cesedi Eğertutmaz deresine götürdüm ve daha evvelce yer gösterme yaptığım yere bıraktım. Üzerine de ilgi çekmemesi amacıyla büyük bir taş bıraktım” diye konuştu. Narin’in bir ayağı çuvalın dışında kaldığını dile getiren Bahtiyar, telaşlı bulunduğu amacıyla hadise yerinden anında uzaklaştığını öne sürdü. Olaydan sonra Salim’le yüz yüze ya da telefonla görüşmediğini izah eden Bahtiyar, birkaç gün sonra yolda karşılaşınca kendisiyle kaş göz işareti yaparak selamlaştığını söyledi. Narin’in cansız vücuduni bıraktığı yeri Salim’in görüp görmediğini bilmediğini ifade eden Bahtiyar, fakat Eğertutmaz deresi köyün yüksek yerlerinden açıkça gördüğünüzne ilgi çekti. Salim’in kendisini arkadan izleyerek cesedi nereye bıraktığını görmüş olma olsılığıni dile getiren Bahtiyar, hadise tamamiyle bu şekilde yaşandığın, Narin’i mutlaka öldürmediğini, yalnızca Salim’in cesedi kendine teslim etmesi nedeniyle Eğertutmaz deresine bıraktığını öne sürdü. Nevzat Bahtiyar ifadesinin sonrasında yine tutuklu varbulunduğu cezaevine gönderildi. AĞABEYİNİN KOLUNDAKİ ISIRIĞA İLİŞKİN ADLİ TIP RAPORU TAMAMLANDI Adli Tıp Kurumu, Narin Güran’ın ağabeyi Enes Güran’ın kolundaki ısırığın “(annesi) Yüksel Güran doğrultusundan mı, Narin Güran doğrultusundan mı yoksa kendisi doğrultusundan mı ısırılmış bulunduğu” hususunda adli tıbbi yönden net bir fark yapılamadığının oy birliği ile mütalaa edildiğini belirtti. AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, Adli Tıp 2. İhtisas Kurulu, 21 Ağustos’ta kaybolan ve 8 Eylül’de Diyarbakır’ın Bağlar ilçesinin Tavşantepe Mahallesi’ndeki dere yatağında cansız vücudu belirleme edilen Narin Güran’ın ağabeyi Enes Güran’ın kolundaki ısırığa dair raporu tamamladı. Raporda, 8 yaşındaki kızın ağabeyi Enes Güran (18) ile annesi Yüksel Güran’a (44) ait adli

ve tıbbi belgeler, ağız ve diş ölçü modelleri ve kalıpları fotoğraf, video ve grafilerin eş güdümlü değerlendirildiği belirtildi. Enes Güran’ın sağ ön kolunda tanım ve belirleme edilen yumUşak doku lezyonlarının lokalizasyonu, travmatik etkileri, rengi öneme alındığında kuruldaki muayene tarihi olan 27 Ağustos itibarıyla gerçekleşme zamanının 3-6 günle (21-24 Ağustos) uyumlu bulunduğu aktarılan raporda, anılan lezyonların mor renkli, ark (yarım daire/hilalvari) görünümlü, bütünlük arz eden nettisiz lezyonlar olup tipik diş izlerine ait kesici kıyı ve derinlik gibi ilgi çekici morfolojik özellikler içermediği, bununla eş güdümlü sahip olunan lezyonların manzarası itibarıyla insan ısırık iziyle uyumlu olabileceği ifade edildi. Söz hususu raporda, “Adli Tip Kurumu Adli Bilişim ihtisas Dairesi Ses ve Görüntü araştırma şubesinin raporu, Yüksel Güran’a ait bulunduğu bildirilen ağız ve diş ölçü modelleri, Enes Güran’ın diş ve çene muayenesi ile alınan diş izleri, Narin Güran’a ait panoramik grafi, otopsi verileri, skopi görüntüleri ve fotoğraflardan elde edilen diş ve çene belirtileri hep eş güdümlü değerlendirildiğinde Enes Güran’ın sağ ön kolundaki lezyonların Yüksel Güran, Enes Güran ve Narin Güran doğrultusundan ısırılmak suretiyle meydana getirilmiş olabileceği fakat Cumhuriyet Başsavcılığınca sorulduğu üzere söz hususu lezyonların ABFO (American Board of Forensic Odontology) kriterlerine göre ‘5 neticesuz’ kategorisinde bulunduğu, bundan kaynaklı diş izinden kimlik belirlemeine dönük özellikleri tanıya elverir ölçüde içermediği” belirlemeine yer verildi. Sonuç olarak eldeki bütün verilerle ağabeyinin kolundaki ısırığın “Yüksel Güran doğrultusundan mı, Narin Güran doğrultusundan mı yoksa kendisi doğrultusundan mı ısırılmış bulunduğu” hususunda adli tıbbi yönden net bir fark yapılamadığının oy birliğiyle mütalaa edildiği raporda kaydedildi. TUTUKLU SAYISI 12’YE YÜKSELDİ Soruşturma kapsamında çıkarıldığı nöbetçi sulh ceza hakimliğince “Suç delillerini yok etmek” suçundan tutuklanan amca Fuat Güran’ın 13 Eylül’de gözaltına alınan eşi Hediye Güran’ın jandarmadaki işlemlerin sonrasında getirildiği adliyede cumhuriyet savcılığındaki sorgusu tamamlandı. Güran, “Kasten öldürmeye iştirak” suçundan tutuklama talebiyle nöbetçi sulh ceza hakimliğine sevk edildi. Hediye Güran, hakimlikçe tutuklandı. Soruşturma kapsamında tutuklu adedi 12’ye yükseldi. Diyarbakır’ın Bağlar İlçesi’nin Tavşantepe Köyü’nde 21 Ağustos günü kaybolan ve cesedi 8 Eylül günü köye 2 kilometre uzaklıktaki dere yatağında belirleme edilen Narin Güran tahkîkatsında, katil ya da katillerin kim olduklarını açığa çıkaracak olan en mühim delilin TÜBİTAK’a gönderilen kamera kayıtları bulunduğu bildirildi. Eğertutmaz Deresi ile köyün alt kısmındaki pamuk ve mısır tarlalarının varbulunduğu ovayı gören 360 derece görüş açısı ile 20 kilometre etkili menzili belirleme edilen Şahin Gözü adı verdiği kamera görüntüleri ile Narin’in

son olarak hadise günü 15.15’te gördüğünüz okula ait kamera görüntüleri çözümü yapılmak üzere TÜBİTAK’a gönderildi. SİLİNEN KAYITLAR DİJİTAL MATERYALLER ARASINDA 2 Eylül’de amca Salim Güran’ın tutuklanmasından sonra aile bireylerinin evlerine taktırdığı, fakat 8 Eylül’de Narin’in cesedinin bulunması üstüne sildikleri kamera görüntülerinin geri getirilmesi amacıyla kayıt cihazının imajı da TÜBİTAK’a gönderilen dijital materyaller arasında yer alıyor. 6 şahıslik bilirşahıs kurulu doğrultusundan çözümü yapılacak olan görüntülerden elde edilen sonucun tahkîkatya yön vereceği kaydedildi. ARACIN YÖNÜNÜ KÖYE ÇEVİRİP CESETLE DEREYE YÜRÜMÜŞ Bu arada askeri üs bölgesine ait olan Şahin Gözü kamerası kayıtlarına yansıyan ve bir kısım çözümü oluşturulan görüntülerde mühim bulgulara ulaşıldı. 7 dakika 28 saniyelik görüntülerde, itirafçı Nevzat Bahtiyar’ın kendine ait 23 AN 630 plakalı vasıtayla köyden dere yatağına doğru giden stabilize yoldan ilerlediği, dereye yakın bir noktada durduğu belirlendi. Bahtiyar’ın çalışır vaziyetteki aracını ağaçların altına park ettikten sonra yönünü geriye doğru köy istikametine çevirdiği, sonrasında da araçtan içersinde Narin’in cesedinin varbulunduğu kucağındaki çuval ile indikten sonra dereye kıyısına doğru yürüdüğü belirleme edildi. UYDU GÖRÜNTÜLERİ VE BÖLGENİN KOORDİNATLARI ÇIKARILDI Yürüdüğü mesafenin uydu görüntülerinin incelenmesi ve varbulunduğu bölgenin çıkarılan koordinatlarına bakıldığında 150 metre yürüyerek cesedin varbulunduğu çuvalı hiç düşürmeden ve yere bırakmadan direk toprağın su ile birleştiği bir noktada çuvalı kucağından indirip evvelce ağzını bağladığı ve bir vakit beklediği belirleme edildi. Nevzat Bahtiyar’ın uydu görüntülerine göre 37.SBF 06008 89639 koordinatlarında ikinci hamlede derenin toprak ile birleştiği noktada, cesedi çuval ile eş güdümlü bir kaya parçasının altına gizlediği, cesedin akıntıya kapılarak sürüklenmesini önlemek amacıyla de üstüne 3 büyük kaya parçasıyla sıkıştırdığı belirlendi.

KIYIYA VURABİLİR DİYE KAYA ALTINA SABİTLEYİP HIZLA ÇÜRÜMESİNİ SAĞLAMIŞ

Soruşturma dosyasına yansıyan verilere göre, Nevzat Bahtiyar’ın, cesedin akıntıya kapılması ya da kıyıa vurması durumunda çevredeki çobanlar doğrultusundan ya da dere kıyısındaki köylülerce görülebileceği olsılığı nedeniyle cesedi kaya parçası altına sıkıştırıp üzerini de büyük kaya parçalarıyla kapatarak su içersinde süratlice çürüyerek delillerin açığa çıkmasının önüne geçtiği öğrenildi. Çözümü oluşturulan görüntüler itirafçı Nevzat Bahtiyar’ın savcı huzurunda yaptırılan yer gösterme ve tatbikat tutanaklarını da doğruladı. Nevzat Bahtiyar’ın dosya içersindeki yer gösterme tutanağına göre, 150 metre yürüdükten sonra cesedi su ile toprağın birleştiği bir noktada kaya parçası altına sabitleyerek gizledikten sonra aracıyla bölümden uzaklaşıp Çarıklı beldesi istikametine doğru hareket ettiği bilgi kapasitesi yer alıyor. Gözler şimdi TÜBİTAK’tan ileriki olan görüntü çözümleriyle alakalı bilirşahıs raporuna çevrilmiş durumda. Görüntülerde hadise yerinde görülen şüpheli 2 bireyin daha zenginliği ve bu bireylerin açık kimlik verilerinin belirleme edilmesi durumunda katilin ya da katillerin kim bulunduğunu da açığa çıkaracak.

 

Sayfalar: 1 2

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir